Bilinç altındaki tiyatroların sahne almasıdır pazar gecesindeki rezalet. Tam 4 sene süren kamuoyu aldatmacasının kirli yüzüdür yaşadıklarımız. Belleklerdeki Fenerbahçe sempatizanlığının kendini ele vermesidir, isyan ettiğimiz. Ve tabii ki yemediğimiz baklavadır bu, iyi biliniz. Logodaki renk küstahlığının, hangi bellek numarasında adalet yazar lütfen soruşturunuz. Sayın Haluk Ulusoy'un diyetisyenini merak ederim. Hayretle karışık, şaşırarak. Fenerbahçe'ye ne borcu vardır da bu kadar sene diyet ödemektedir, bir türlü cevabını bulamam. Yine Sayın Haluk Ulusoy'un, her Beşiktaş haberinde ve görselinde Sayın Yıldırım Demirören'in akrabası olarak vurgulanması hangi masum (!) kalemin provokasyon kokan mürekkebidir. Sezon başında çok önemli bir Avrupa sınavı öncesi, bu Süper Kupa'yı araya sıkıştırmanın izahını ve hesabını Sayın Yıldırım Demirören, akrabasından bir an önce sormalıdır. Bu akraba muhabbeti Fırat Aydınus'un "Beşiktaşlı bir hakemdir" spekülasyonu ile de eş orantılıdır ayrıca. Hem bu hakemi beğenmezler hem de bütün Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarını bu vatandaşın yönetmesine ses çıkarmazlar. Lahana turşusuyla perhiz muhabbeti yani. Yoksa Carlos ile Alex oynuyor diye her pozisyona frikik vermek zor bir zanaat olsa gerek. Mehmet Yozgatlı'ya her fırsatta burun kıvıranlar Roberto Carlos'un kulvarında "kurbağalama" yüzmesine ne diyecekler bakalım? Son kelamım Deivid de Souza'nın attığı gol sonrası sevincine ilişik ve bitişik olacak. Pascal Nouma'ya gol sevincini şortuyla paylaştı diye 6 ay ceza verenler, Deivid'in korner direği ile sevincine bakalım ne klip yapacaklar. Olayın takibini, Beşiktaş yönetim kuruluna ihale ve havale ederekten